Mavi Kapak Geri Dönüşüm Değildir. (Mavi Kapak Kampanyası )

    Neden ambalajlı suların kapakları geri dönüşüm için toplatılıyorda ambalajın tamamı toplanmıyor. Mavi kapağın geri dönüşümdeki maddi değeri daha fazla olduğu için mi?  Yani pet şişeninin kapağında kullanılan plastik malzeme daha değerlide, geri kalan kısmı daha az mı değerli?
    Elbette hayır.  Her iki plastik ürününde geri dönüşüm aşamasında fiyatı aynı.
     İnsan bu aşamada şu soruyu sormadan edemiyor. Madem su şişelerinin kapaklarının hurda değeri ile şişenin kendisinin hurda değeri aynı, neden mavi kapak toplama kampanyaları düzenleniyor ve toplanan kapaklar karşılığında özürlülere tekerlekli sandalye veriliyor. Bu tekerlekli sandalyeler kapak karşılığında değilde de plastik şişenin tamamı karşılığında neden verilmiyor.


    İşin içinde büyük bir üç kağıt, istismar ve halkın kullanılması  var. Bu durumu şöyle açıklayım.




    Pet şişeler doğa ve insanlara çok zararlı. Doğada yıllarca yok olmuyor. Geçmişte pet şişe üreticileri, ürettikleri bu zararlı maddeyi toplamak ve dönüştürmekle yükümlüydüler. Ama bunları toplamak, biriktirmek ve dönüştürmek hem masraflı hem de zor. Yani ürünün geri dönüşüm maleiyetleri dikkate alındığında astarı yüzünü geçiyor.  Bu kadar zahmete masrafa  girmektense, ambalajlı içecek ürünlerinin üreticileri bürokrat ve politikacılarla kol kola girdiler, zahmetsiz masrafsız ve çok kolay bir çare buldular ve mevzuatı bu yönde değiştirdiler.  Değişen yönetmeliğe göre pet şişe kapağını toplayan, aynı miktar şişenin tamamını toplamış sayılacaktı.  Yönetmeliğin değiştirilmesi esnasında bu durumun kamuoyuna izah edilebilmesi için kullanılan mantıksal ve huhuki açıklama şöyleydi : " Ellerinde kapak olduğuna göre, elbette şişesi de olacaktır ! " Aslında bu izahat, yönetmeliğin değiştirilmesi esnasında kamuoyundan gelecek olan tepkileri önlemek ve bu işi sessiz sedasız bitirmek için ortaya atılmış basit bir açıklamaydı. - Ve beklenen oldu bu değişikliği kimse duymadı önemsemedi. Bu işin duyulmaması istismarın önünü açması açısından en önemli aşamayı oluşturuyor.

    Yönetmelik değişikliğinin nasıl olduğundan bahsedecek olursak  kısaca şöyle. Eski yönetmelik yürürlükten kaldırılarak, 24.8.2011 gün 28035 sayılı Resmi Gazete’de bir yönetmelik yayınlandı. Adı “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” idi. Yeni yönetmeliğin 4. maddesinde “nelerin ambalaj ve nelerin ambalaj atığı” olduğunun “Ek.1 sayılı cetvelde” gösterileceği yazılı idi. “Ambalaj Tanımına İlişkin Örnekler” başlıklı Ek:1 sayılı cetvelin, 1. maddesinde “Ambalaj ve atık olarak kabul edilen maddeler” sayılmıştı. Bunların arasında aynen şu madde vardı : “Su, maden suyu, meyve suyu, şampuan, deterjan ve benzeri ambalajların kapakları” Yani yalnızca “kapak” ibaresi vardı, kapağın ucunda olduğu şişelerin ismi geçmiyordu, yönetmelikten çıkarılmıştı. Ve “kapak toplamak” yeterliydi. Halkı kandırmak ve dümenini yürütmek bu kadar kolaydı. İşte böyle yönetiliyor, böyle kandırılıyorduk. 

    İşin daha vahim kısmı bundan sonrası için yapılan planlar ve uygulamalar oluşturuyor.

    Yönetmelik değişikliğinden sonra bu kapaklar kime toplatılacaktı. Burada ikinci bir oyun devreye girdi. 500 kilo kapak getirilmesi halinde, özürlülere bir adet tekerlekli iskemle verilecekti. Böylece hayırsever halkımız, kandırılarak çöpçü gibi kullanıldı. Tekerlekli iskemlede payımız olsun diye düşünen insanlar; ceplerine, çantalarına, ev ve iş yerlerine doldurdukları mavi kapakları, daha büyük toplama ünitelerine attılar. Kapaklar buradan üreticiye gitti. Üretici bu kapakları “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na” göstererek, aynı miktar pet şişe topladığını beyan etti. Hem cezadan kurtuldu, hem de teşekkür aldı. Oysa tek bir şişe bile toplanmamıştı. Denizler, göller, akarsular, yollar, parklar, bahçeler pet şişeler ile dolmuştu ama ağızlarında tek bir kapak yoktu. Üretici, fabrikatör-akıllı iş adamı, çakma piyasadan aldığı en ucuz ve sağlık için zararlı birkaç tekerlekli iskemleyi, basın huzurunda vererek bir övgü de buradan aldı. Kampanya için sanatçıları profesörleri, toplumun önde gelen insanlarını kullandılar. Eminim kampanyaya sonradan dahil olan bu insanların çoğunun oynanan oyndan ve sağlanan ranttan haberi yok. Onlarda insani duyguları istismar edilen halkımız gibi istismara uğradı ve kampanyayı altında oynanan oyunları bilmeden özürlü çaresiz insanlara yardımcı olabilmek babında ücret almaksızın desteklediler. Belki aralarında bile bile bu işi yapanlar da olabilir . Bu konuda kesin bir düşüncem yok. Ancak bu bilgiye sahip olduktan sonra ve bu aşamada emin olabileceğimiz bir husus var. O da kampanyanının öncülerinin yani başlatanların  çirkin tezgahın içinde oldukları . 


    Evet yıllar yılı engelli bireyler için mavi kapak toplayan vatandaşlarımız kullanıldıkları için üzülebilir. Üstelik bu kullanılmaya özürlüler de alet edildiklerini artık bilmelidir. Ve verilen sandalyeyeri kabul etmemelidir. Birkaç yüzliralık sandalye için çevre ve doğa katliamına gelecek nesilleri düşünerek izin vermemeli hatta engelli dernekleri bunun için karşı kampanya düzenlemelidirler. Bu onların topluma ve doğaya olan ödevidir. Dünyamız geleceğimiz ve dahası temiz insani duygularımız bu kadar ucuza sömürülmemelidir. Eminim engelli vatandaşlarımız bu üç kağıdı anlattıklarında ve bunun yanında onurlu bir duruş sergilediklerinde toplumdan bu şekilde verilen desteğin binlerce kat fazlasını göreceklerdir. Çünkü bu farkındalık bize doğamızı korumayı zorunlu hale getirecek  ve temiz bir gelecek sunacaktır. Doğamızın ve ülkemizin geleceğini üç beş fabrikatör iş adamının kazanacağı ranttan üstün tutan ve dahası kendisinden yaptığı paha biçilemeyen bir  fedakarlıkla anlatan engelli bireylerimiz  toplum tarafından hak ettikleri övgüyü ve saygıyı görmeleri kaçınılmaz olacaktır.

    Benden bu kadar. Konuyu dahada pekiştirmek için  şu sorulara bir kulak verip düşünmenizi öneririm. Bir işe kalkışmadan önce enine boyuna düşünmekte büyük yarar var.

EVET SORUYORUM:
- Böyle birşey  niye var ?
- Neden böyle bir kampanya yapılıyor?
- Neden ihtiyacı olan insanlara tekerlekli sandalye vermek için plastik kapak gerekiyor?
- Plastik pahalı bir malzeme değil. geri dönüşüm politikasıysa bu başka bir yol neden yok, sandalyeler çok pahalı bir  ürün değil ücretsiz verilemez mi?
- Bu sandalyeye ihtiyacı olan kaç insan var? toplamda kaç para ediyor? Ülkeyi dar boğaza sokacak bir meblağ mı ediyor ?
- Oğlu, annesi, bu sandalyeye ihtiyacı olan insanları, niye sokak sokak kapak toplamak zorunda bırakıyorsunuz.
- Devlet, belediye olarak  birer sandalye verilemez mi bu insanlara? Parası sırf esnaftan istense bile kat kat toplanamazmı ?
- Böyle tek tek kapak toplatmak vicdansızlık değilmi ?
- Doğaya bırakılan binlerce ton plastik şişe nedeniyle üreticilerin devlete ödemeleri gereken ama bu uygulama nedeniyle kodamanın cebinde kalan vergilerinden kamunun zararı ne kadar.



Ben bu soruları aklı selim bir şekilde düşündükten sonra şu kaçınılmaz cevaplara ulaştım.
    İnsanlar ve rant çevreleri engellilerin durumu acite ediyor. Toplum mavi kapak toplayarak vicdanını rahatlatıyor. Engellerin kalkması için hiç bir çabanın içinde olmadan bir şey yapıyormuş gibi görünüyor. Mavi kapak toplayıp alet olanlar bilmelidir ki  engellilere zarar veriyor belki de bilmeden bu alandaki rantın en büyük destekçisi oluyor.

    250 kg. mavi kapak 400 lira. bunun karşılığı verdikleri sandalye 200 lira. Aradaki fark, bu işin istismarcılarına kalıyor. Verilen sandalyeler hiç bir işe yaramayan, basit, ucuz, standart sandalyeler. Oysa tekerlekli sandalye ayakkabı gibi her engellinin vücut ölçülerine uygun olmalı. Engellilere eşit bireyler olarak değilde acıma duygusu ile yaklaşan vatandaşlarda bu kampanyalara katılarak sözde çevre bilinci oluşturduklarını düşünüyor. Düştükleri tuzağı bilmeden, görmeden ranta alet oluyorlar. vatandaşların acıma duyguları sömürülüyor. Bunun en iyi aracıda engelliler. engelliler üzerinden kapak kampanyaları yaparak para kazanıyorlar.
    İşin aslı standart, basit sandalyelere hiç bir engellinin ihtiyacı yok. Pahalı olan akülü sandalyeler. Bunlardan da bu kampanya sonucunda alınanlar eminim bir elin parmaklarını geçmez.
    Yaptığınız şeyi birkez daha düşünün. Her şeyden önce doğaya bırakılan binlerce ton plastik atığın verdiği zararı ve gelecek nesillerin bu pislik içinde yaşamak zorunda olacağını, Bu atıkları toplama yükümlülüğü bulunan ambalajlı su üreticilerinin yaptığınız iş nedeniyle bu yükümlüğünün kalktığını ve bu ürünleri üretenler ya bu çöpleri toplayacak yada devlete yarattıkları çevre kirliliği nedeniyle verecekleri fazladan vergi ödemeten kurtardığınız için hem zengini daha zengin yapıyor hemde devletin bu insanlardan fazladan vergi verme zorunluğundan kurtarıyorsunuz.



Bir daha düşün!

1 yorum: